Mısırlı ve ABD’li arkeologlar ortak bir çalışmayla ünlü Mısır firavunu Tutankamon’un mezarıyla ilgili bilinmeyenleri gün yüzüne çıkardı. Kimilerinin lanetli, kimilerinin büyülü dediği üç bin 300 yıllık mezarda araştırma yapan bazı kişilerin başına gelenler birçok hurafe inanışı da beraberinde getirmişti.
Mısır Eski Eserler Bakanlığı ve Los Angeles merkezli Getty Conservation Enstitüsü’nün yaptığı ortak çalışmayla bin 182 metre kare büyüklüğündeki mezarla ilgili somut bilgilere ulaşıldı. İlk olarak 2009 yılında başlanan çalışmalar, ara ara ertelense de uzun süre devam etti.
Gizemli kahverengi lekeler
Mezarla ilgili ilk keşfi arkeolog İngiliz Howard Carter yapmıştı. 1992 yılında Krallar Vadisi’ndeki mezarı ortaya çıkaran Carter, duvardaki freskler üzerinde gizemli kahverengi lekelerin olduğunu gördü.
Yapılan araştırmalar sonucu bu lekelerin malik (elma) asit sonucu ortaya çıktığı anlaşıldı. Bu lekeler küf ve bakteri sebebiyle açığa çıkmıştı. Duvar üzerinden alınan DNA örnekleri bu lekeler üzerinde Bacillus ve Kocuria adlı bazı modern organizmalar dahi olduğunu ortaya çıkardı.
Ancak elektron mikroskoplarıyla yapılan son incelemede bu organizmalara neden olan asıl sebep ortadan kalkmıştı. Son çekilen fotoğraflar bu kahverengi noktaların uzun seneler sonra yok olduğunu gösteriyor.
Toz yığını
Mezarda devam eden en büyük sorunlardan bir tanesi de sürekli toz içerisinde olması. Kuru ve süzülmüş çöl kumunun her gün mezarı ziyaret eden bine yakın turist tarafından getirildiği düşünülüyor. İnsanların nefes alıp vermesi sebebiyle ortamda oluşan nem sebebiyle de bu tozların temizlenmesi zorlaşıyor.
Güvenlik görevlileri mezarın ortasında duran cam kaplı sandukayı her gün temizliyor ancak bu toz yığını duvardaki fresklere zarar veriyor.
Mezar içerisine özel bir havalandırma sistemi yapılarak, tarihi bulguların olumsuz fiziki şartlardan korunması bir süredir gündemde. Bunun için yapılan kazılarda, Tutankamon’un mezarı kenarında eski paçavra kağıtlara yazılmış bazı muska tarzı nesneler bulundu.
Gelecekteki tehlikeler, neler yapılmalı?
Uzun bir süre toz sebebiyle zarar gören duvarların korunmasıyla ilgili henüz bir çalışma yapılmış değil. Uzmanlar tozun içerisinde bulunan kalsiyum, magnezyum, alüminyum ve fosfor elementlerinin mezar duvarındaki fresklere uzun vadede ne yapacağını kestiremiyor.
Bir başka fiziki tehlikeyse iklim değişikliği sebebiyle oluşabilecek sel baskınlarının mezara zarar vermesi. Eğer böyle bir durumla karşılaşılırsa su ve buhar sebebiyle, sıvalı olan duvarlar büyük ölçüde zarar görecek.
Tutankamon’un mezarı karşısında duran en büyük tehlikeyse turizm. Her sene yüz binlerce kişi Krallar Vadisi’nin en ünlü mekanını ziyaret etmeye geliyor. Mısır hükümeti 1,5 kilometre uzakta inşa edilen birebir kopya mezarın hizmete girmesinden sonra, orijinal mezarı henüz kapatmış değil.
Fransa’da Lascaux ve Chauvet’de bulunan taş devrine ait mağaranın zarar görmemesi için kopyası hazırlanmış fakat bu durum turist kaybına neden olmamıştı. 2017 yılında bu bölgeyi 260 bini aşkın kişi ziyaret etmişti.
(http://tr.euronews.com)