Avrupa’nın kültürel mirasının korunmasında öncü olan Europa Nostra ve Avrupa Yatırım Bankası, 2018 yılı için Avrupa’nın en fazla tehlike altındaki miras alanlarını belirledi. Voskopoya ve Vitkuki’deki Bizans Sonrası döneme ait kiliseler (Arnavutluk), Viyana Kenti Tarihi Merkezi (Avusturya),Buzludzha Anıtı (Bulgaristan), David Gareji Manastırı ve İnzivası (Ermitajı) (Gürcistan), Constanta (Köstence) Gazinosu (Romanya), Büyükada Rum Yetimhanesi (Türkiye) ve Grimsby Buz Fabrikası (Birleşik Krallık) 2018 yılı için Avrupa’nın Tehlike Altındaki 7 Kültrel Miras Alanı olarak seçildi.
Avrupa’nın kültürel mirasının bu kıymetli örneklerinin bazıları bakımsızlıktan veya yetersiz yatırımlardan, bazıları uzman ve kaynak yoksunluğundan dolayı ciddi tehlike altındalar. Europa Nostra ve Avrupa Yatırım Bankası, programın diğer ortakları ve aday gösterenler, önümüzdeki aylarda seçilen 7 alanı ziyaret edecek ve paydaşlarla görüşecek. Çeşitli disiplinlerden uzmanlardan oluşan ekipler teknik tavsiyelerde bulunacak, bu alanların kurtarılmasına destek olacak olası maddi kaynakları belirleyecek ve geniş bir desteği harekete geçirecek. Uzmanlar, seçilen alanlarda uygulanabilir eylem planlarını bu yılın sonuna kadar oluşturacaklar.
7 Tehlike Altındaki Miras listesi, Avrupa’nın ortak kültürel mirasını – Avrupa’da, ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde- kutlamak, Avrupa yurttaşlarını kültürel mirası keşfetmeye ve bağ kurmaya teşvik etmeyi amaçlayan 2018 Avrupa Kültürel Miras Yılı içinde açıklandı. Daha önceki listeler 2013, 2014 ve 2016 yıllarında açıklanmıştı.
Europa Nostra’nın başkanı Plácido Domingo, “Açıklanan yeni 7 Tehlike Altındaki Miras listesi, Avrupa’nın yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan eşsiz hazinelerini içermektedir. Yerel gruplar ortak mirasımızın bu önemli örneklerini korumak için derin bir adanmışlık içindeler ancak bütün Avrupa’dan daha geniş bir desteğe ihtiyaçları var. Avrupa’nın kamu ve özel sektördeki yerel, bölgesel, ulusal ve Avrupa düzeyindeki paydaşlarına, bu alanların geleceğini garanti altına almak üzere çağrı yapmak istiyorum” açıklamasını yaptı.
Avrupa Yatırım Bankası Enstitüsü Dekanı Francisco de Paula Coelho,“Sürmekte olan Avrupa Kültürel Miras Yılı, 7 Tehlike Altındaki Miras listesinin dördüncüsünü açıklamak için ideal bir çerçeve sunuyor. Daha önceki yıllarda listede yer almış alanlar üzerine son zamanlarda yapılmış değerlendirmeler, seçilen alan ve anıtlarda etkileyici gelişmelerin olduğunu gösterdi ve kültürel mirasa yapılan yatırımların, başta sosyo-ekonomik düzeyde olmak üzere çok çeşitli düzeylerde yararlar sağladığını doğrulamış oldu” şeklinde konuştu.
2018 yılı için Tehlike Altındaki 7 Kültür Mirası, tarih, arkeoloji, mimarlık, koruma, proje analizi ve finans alanlarından uzmanların oluşturduğu bir heyetin belirlediği 12 alandan oluşan bir listeden Europa Nostra yönetim kurulu tarafından seçildi. Adaylık başvuruları Europa Nostra’nın Avrupa çapındaki ağının bir parçası olan sivil toplum kuruluşları veya kamu kurumları tarafından yapıldı.
Tehlike Altındaki 7 Kültür Varlığı programı, Avrupa Yatırım Bankası Enstitüsü’nün kurucu ortaklığı ve Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası’nın bağlantılı ortaklığı ile, Europa Nostra tarafından 2013 yılı Ocak ayında başlatılmıştır. Programın oluşumunda, ABD Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Vakfı’nın (US National Trust for Historic Preservation) yürüttüğü bir projeden ilham alınmıştır. Tehlike Altındaki 7 Kültür Varlığı programı finansman sağlama amacını taşımamaktadır. Programın amacı faaliyete geçilmesini hızlandırmak ve örnek olmanın gücünü sergilemektir. Tehlike Altındaki 7 Kültür Varlığı programı, Europa Nostra’nın Kültürel Mirasın Ortaklaşması – Değerlerin Paylaşılması başlıklı ağ oluşturma projesinin parçası olarak Avrupa Birliği’nin Yaratıcı Avrupa (Creative Europe) programı tarafından desteklenmektedir.
Büyükada Rum Yetimhanesi, Istanbul
Büyükada Rum Yetimhanesi Avrupa’nın en büyük dünyanın ise ikinci en büyük ahşap yapısı olarak kabul edilmektedir. Bu etkileyici yapı Prens Adaları’nın en büyüğü olan İstanbul açıklarındaki Büyükada’da yer almaktadır.
Beş kata yayılmış binada toplam 206 oda bulunmaktadır. Ahşap karkas strüktür, yapının büyük salonundaki ahşap işlemeli sütunlar ve ahşap tablalı, profilli tavan ile zenginleştirilmiştir. Yapının yakınında üç katlı ahşap bir de ilkokul binası bulunmaktadır.
Yapı, İstanbul’un önemli mimarı Alexander Vallaury tarafından 1899 yılında, lüks bir otel ve kumarhane olmak üzere inşa edilmiştir. 1900’lerin başında Prens Adaları kentin kozmopolit karakterini yansıtan, İstanbul’daki değişik dini ve etnik kökenden gelen cemaatlerin tercih ettiği yazlık bir mekâna dönüşmüştür. Yetimhane o dönemi ve dönemin toplum yapısını yansıtması açısından önemlidir.
1903’te Sultan II. Abdülhamid yapının orijinal işlevine izin vermemesi üzerine, yapı önde gelen bir Yunan bankerin eşi tarafından satın alınıp yetimhane olarak kullanılması şartıyla İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesi’ne bağışlanmıştır. 1964’te kapanana kadar bu işlevini sürdürmüştür. O zamandan beri ihmal edilmiş olan yapı giderek yıpranmıştır ve bugün ağır hasarlı durumdadır. Mülkiyetine ve kullanım biçimine dair çözümsüzlükler, yapının bakımını ve konservasyonunu zora sokmuş, kullanılma girişimlerinin önünde engel olmuş ve yapının durumunun iyileştirilmesi yönündeki çabaları sonuçsuz bırakmıştır, ancak sonuçta mülkiyet konusunda bir anlaşmaya varılmış, dolayısıyla yapının korunması yönünde yapılacak çalışmaların önündeki engeller kalkmıştır.
1980’deki yangın ile zarar gören yapı bugün olumsuz hava şartlarına tümüyle açık durumdadır ve denize yakın oluşu durumunu daha da kötüleştirmektedir. Sonuç olarak strüktürel elemanlar ciddi derecede tehlike arz etmektedir. Çatının bazı bölümleri ve köşe dikmeleri düşmüş durumdadır ve Yetimhane bütünüyle çökme tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Güvenlik ve erişilebilirlik sorunları yapı için uygun bir yeniden kullanım işlevi bulmayı zorlaştırmaktadır. Yapıyı 2018 yılı En Tehlikede 7 Kültürel Miras programına aday gösteren Europa Nostra Türkiye / Bizim Avrupa Derneğiyapının acil onarım ve bakımının yapılmasını ve bu amaçla, ilgili bütün tarafların kaynak ve çabalarının bir araya getirileceği bir kampanyanın öncelikle yürütülmesini önermektedir. Patrikhane tarafından daha önce kurulması öngörülmüş olan Çevre ve Dinlerarası Diyalog Merkezi, Yetimhane’nin ilerideki olası kullanım biçimlerinden en uygunu olarak düşünülebilir. Yapı kullanım dışı kaldığı sürece bozulma ve harabiyeti artmaktadır; bu nedenle olumsuz hava koşullarından korumak üzere acilen önlemler alınmazsa bu simgesel yapıyı tamamen kaybetmek söz konusu olacaktır.
(http://www.birgun.net)