Osmanlı Padişahı III. Murad tarafından yaptırılan kalenin içine birileri tarafından hurda malzemeler bırakılırken, Garipçe koyuna doğru uzanan duvarların dibine inşa edilen gecekondular ise, tarihi mirasın nasıl hoyratça tahrip edildiğini gözler önüne seriyor. Garipçe Kalesi’nin içerisinde zaman zaman köylülere ait büyükbaş hayvanlar da otlatılırken, kalenin alt kısmındaki topçu mevzileri ise tam anlamıyla viraneyi andırıyor.
‘Eserler ihya edilmeli’
Osmanlı yadigârı tarihi eserin mevcut durumunu “felaket” olarak yorumlayan mimar Sinan Genim, “Bu tür eserler yeniden ihya edilirse, İstanbul’da bilinen turizm rotalarının dışında yeni gezi alanları yaratılır. Bu yapıları görmezden gelmek akılcı değil. Güzelcehisar, Rumelihisarı, Yoros, İmros, Poyraz, Garipçe, Anadolufeneri ve Rumelifeneri kaleleri, Ma-i Cari, Filburnu, Telli Tabya, Büyük Liman, Papazburnu ve İşaret tabyaları onarılır ve çağdaş koşullarla donatılırsa İstanbul meraklıları için yeni bir gezi alanı güzergâhı yaratılmış olur. Geçmişten bize miras kalan bu yapılar değerli birer sermayedir. Üretime katkı sağlamayan, yastık altına giren ekonomik değerin büyüklüğünden şikâyet edilen bir ülkede, görmezden gelinen bu sermayenin büyüklüğünü düşünmemiz gerekir” dedi.
‘Proje arşivde duruyor’
İTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller, Garipçe Kalesi’nin kurtarılması amacıyla 4-5 yıl önce proje hazırladığını belirterek; “Projeyi Koruma Kurulu’na teslim etmiştim. Ancak söz konusu eserin Kültür Bakanlığı uhdesinde olduğu, belediyenin proje yapamayacağı söylendi. Hazırladığım proje kurul arşivinde duruyor. Garipçe Kalesi de, diğer Boğaziçi Kalelerii gibi İstanbul’da mutlaka kurtarılması gereken tarihi eserlerin başında geliyor. Söz konusu eser Türk askeri mimarisi nadide örneklerinden. Muhtemelen bu tarihi esere de Rumeli Feneri Kalesi gibi şehre uzak kaldığı düşünülerek el atılmıyor olabilir. Kalenin kurtarılması için geçmiş yıllarda epey girişimde bulundum. Oysa ki bakanlık restorasyon için bütçe ayrılabilir. Kalenin taşları gelip, geçenler tarafından çalınıyor. Duvarlara sprey boyalarla yazılar yazılmış. Tarihi eserlere karşı duyarlı ve korumacı olmalıyız. Vatandaşlarımız da daha duyarlı olmalı” dedi.
Garipçe Kalesi bu halde
Yapımı 17 senede tamamlandı
Boğaz’ın Karadeniz’e açılan kapısı konumundaki Garipçe Kalesi Sultan III. Murad döneminde yaptırıldı. 1757 yılında yapımına başlanan kale 1774’te tamamlandı. Antik Çağ’da Lykion Limanı adı verilen koyun üstünde yer alan eser kasya zeminin üzerine inşa edilirken, bir dönem Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından da kullanıldı.
(http://www.milliyet.com.tr)