Sümerlerin inancı, çok sayıda tanrıya dayanırdı. Sümer tanrılarından biri olan İşkur’un, atmosferik olaylarla ilgili olduğu ve bulutların üzerinde oturduğuna inanılırdı. İşkur’un; yağmur, şimşek, yıldırım, rüzgâr ve fırtına tanrısı olarak yağmur yağdırıp toprağın tahıl, meyve ve sebze vermesini sağladığı kabul edilirdi. İşkur; Akadlar tarafından Adad, Samiler tarafından ise Hadad olarak adlandırılırdı.
Sümer ve Babil tabletlerinde; tanrıların kararıyla çıkartılan fırtınaların ve tufanın kentleri yok edişi anlatılır. Sümerler döneminde, Mısır’da yağmur duası yapıldığını ve yağışların yılın hangi dönemlerinde görüldüğünü anlatan yazılı kayıtlar bulundu.
Babil tabletlerinde; “Kara bulutlar gökyüzünü kaplayınca rüzgârlar eser” denilmekte ve rüzgârların hangi yönlerden estiği anlatılmakta. Çin’de; Meteorolojik olayların kayıtlarının tutulmasına ve odun kömürlerinin tartılarak, havadaki nemin ölçülmesine 3200 yıl önce başlandığı belirlendi. Aristo’nun M.Ö. 340’ta yazdığı Meteorologica adlı kitapta; bulut, yağmur, dolu, şimşek, yıldırım ve fırtınaların nasıl oluştuğunu açıklayan teoriler anlatılır.
Bu teoriler yanlış olduğu halde, 2000 yıl boyunca doğru sanıldı. Bilim adamlarının 1600’lerden itibaren yaptığı bilimsel deneyler sayesinde, meteorolojik olayların nasıl oluştuğu anlaşıldı.
Ölçüm aletiyle Hava Tahmini
Babilliler, M.Ö. 650’lerde bulutların durumuna bakarak kısa dönemli hava tahminleri yapmaya başlamıştı. 15. YY’dan itibaren; nemölçer, termometre, barometre gibi ölçüm cihazları icat edilince meteoroloji biliminin önü açıldı. Rüzgârın hızını ölçen ilk anemometre cihazı, L. B. Alberti tarafından 1450’de icat edildi. Atmosferdeki nem oranını ölçmek için kullanılan higrometre cihazını, Cusa’lı Nicholas 1450’de tasarladı. L. Da Vinci’nin notlarında; bu higrometrenin çizimi vardır.
Çizimde; ahşap bir terazinin bir kefesinde yün yumağı, diğer kefesinde ise dengeyi sağlayan çakıllar vardır. Alet, açık havada bırakılınca yün havadan nem çeker ve terazinin kolu yünün olduğu tarafa sarkar. H. B. de Saussure, 1783’te insan saçının nem çekince uzamasından yararlanarak hassas bir higrometre icat etti.
Galileo, 1610’da üst ucu küre şeklindeki cam boruyu su dolu bir kaba daldırarak havanın sıcaklığını ölçen bir termometre yaptı. Hava ısınınca genişlediği için borudaki suyun seviyesi düşer, hava soğuyunca su seviyesi yükselirdi. Bu termometre, hava basıncından da etkilendiği için sıcaklık doğru ölçülemiyordu. Sorunu çözmek için 1654’te İtalya’da, cam borunun içine yarıya kadar Alkol konulup borunun ucu kapatılarak günümüzdekilere benzer bir termometre yapıldı. Atmosfer basıncını ölçen cıvalı barometreyi E. Torricelli 1643’te icat etti.
Bu ölçüm aletlerine ek olarak; yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve meteorolojik kayıtların sağlıklı şekilde tutulması sayesinde, günümüzde güvenilir hava tahminleri yapılmakta. Dünyanın ilk meteoroloji uydusu Vanguard, ABD tarafından 1959’da uzaya gönderildi. NASA’nın modern meteoroloji uydularından biri olan GOES-16, 2016’da Dünyanın yörüngesine yerleştirildi. NASA, bu uyduyla çok güvenilir hava tahminlerinin yapılacağını açıkladı.
Babil tabletlerinde; “Kara bulutlar gökyüzünü kaplayınca rüzgârlar eser” denilmekte ve rüzgârların hangi yönlerden estiği anlatılmakta. Çin’de; Meteorolojik olayların kayıtlarının tutulmasına ve odun kömürlerinin tartılarak, havadaki nemin ölçülmesine 3200 yıl önce başlandığı belirlendi. Aristo’nun M.Ö. 340’ta yazdığı Meteorologica adlı kitapta; bulut, yağmur, dolu, şimşek, yıldırım ve fırtınaların nasıl oluştuğunu açıklayan teoriler anlatılır.
Bu teoriler yanlış olduğu halde, 2000 yıl boyunca doğru sanıldı. Bilim adamlarının 1600’lerden itibaren yaptığı bilimsel deneyler sayesinde, meteorolojik olayların nasıl oluştuğu anlaşıldı.
Ölçüm aletiyle Hava Tahmini
Babilliler, M.Ö. 650’lerde bulutların durumuna bakarak kısa dönemli hava tahminleri yapmaya başlamıştı. 15. YY’dan itibaren; nemölçer, termometre, barometre gibi ölçüm cihazları icat edilince meteoroloji biliminin önü açıldı. Rüzgârın hızını ölçen ilk anemometre cihazı, L. B. Alberti tarafından 1450’de icat edildi. Atmosferdeki nem oranını ölçmek için kullanılan higrometre cihazını, Cusa’lı Nicholas 1450’de tasarladı. L. Da Vinci’nin notlarında; bu higrometrenin çizimi vardır.
Çizimde; ahşap bir terazinin bir kefesinde yün yumağı, diğer kefesinde ise dengeyi sağlayan çakıllar vardır. Alet, açık havada bırakılınca yün havadan nem çeker ve terazinin kolu yünün olduğu tarafa sarkar. H. B. de Saussure, 1783’te insan saçının nem çekince uzamasından yararlanarak hassas bir higrometre icat etti.
Galileo, 1610’da üst ucu küre şeklindeki cam boruyu su dolu bir kaba daldırarak havanın sıcaklığını ölçen bir termometre yaptı. Hava ısınınca genişlediği için borudaki suyun seviyesi düşer, hava soğuyunca su seviyesi yükselirdi. Bu termometre, hava basıncından da etkilendiği için sıcaklık doğru ölçülemiyordu. Sorunu çözmek için 1654’te İtalya’da, cam borunun içine yarıya kadar Alkol konulup borunun ucu kapatılarak günümüzdekilere benzer bir termometre yapıldı. Atmosfer basıncını ölçen cıvalı barometreyi E. Torricelli 1643’te icat etti.
Bu ölçüm aletlerine ek olarak; yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve meteorolojik kayıtların sağlıklı şekilde tutulması sayesinde, günümüzde güvenilir hava tahminleri yapılmakta. Dünyanın ilk meteoroloji uydusu Vanguard, ABD tarafından 1959’da uzaya gönderildi. NASA’nın modern meteoroloji uydularından biri olan GOES-16, 2016’da Dünyanın yörüngesine yerleştirildi. NASA, bu uyduyla çok güvenilir hava tahminlerinin yapılacağını açıkladı.
(http://www.milliyet.com.tr)