Türkiye’de tarihi eserlerin en büyük düşmanı olan define avcıları, internet üzerinden metal altın arama dedektörlerine rahatça ulaşabiliyor. Bin 650 TL’den başlayan fiyatlardan satılan metal dedektörler alan defineciler, hayatlarını hiçe sayarak arkeolojik alanlardaki pek çok değerli bilgiyi yok ediyor. Arkeologlar ise uyarıyor: “Define işinde kullanılan dedektörlerin yasaklanması gerekiyor. Dünyanın her ülkesinde olduğu gibi Türkiye’nin de bir arazi teşkilatı kurması lazım. Definecilerin kazı yaptığı bölgedeki köy muhtarı ve köylüler de tahribattan sorumlu tutulmalı.”
Kaçak kazılar artıyor
Tarihi eserlere sahiplik ve gömülü define açısından dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Türkiye’de hemen her noktada arkeolojik kazı yapılıyor. Ama bu tarihi eserleri sadece arkeologlar araştırmıyor. Son yıllarda kaçak kazı ve definecilik faaliyetleri de buna paralel olarak artıyor. Geçtiğimiz günlerde de Bursa’nın İznik ilçesinde, girdikleri mağarada define arayan yedi kişiden biri jeneratörün egzozundan çıkan gazdan etkilerek hayatını kaybetti. Bu da her sene artarak devam eden kaçak kazıyı tekrar gündeme getirdi.
Her yıl binlerce kaçakçı ve definecinin yaptığı kazılarda bulunan tarihi zenginlikler ya yurt dışına kaçırılıyor ya ülke içerisinde satılıyor ya da tarihi eserler tahrip ediliyor. İzinsiz kazı veya sondaj yapan kişilere iki yıldan beş yıla, izinsiz olarak define araştıranlara ise üç aydan iki yıla kadar hapis cezası isteniyor. Ancak bu cezalara rağmen defineciliğin önü bir türlü kesilemiyor. Özellikle sosyal medyada sayfalar oluşturan ve sayıları yüz binleri geçen gruplar kuran defineciler, metal dedektör satışlarını da artırıyor.
Arkeolog Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, “Dünyanın her ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de bir arazi teşkilatı kurulması lazım. Arkeologları müzelere doldurmak yerine arazi teşkilatında araziden sorumlu, hareketli ve yetkili olan bir teşkilatın içinde olmaları lazım. Ayrıca definecilerin kazı yaptığı bölgedeki köy muhtarlarının ve köylülerin bu kaçak kazıdan sorumlu tutulmaları gerekiyor. Bir köyün arazisinde dinamit patlatılması sırasında muhtarın ve köylünün bundan haberinin olmaması mümkün değil. Devletin öncelikle bunu önlemesi lazım. Dedektörlerin de yasaklanması gerekli. Tarlasında çalışmayan adam, define kazmaya çalışıyor” dedi.
Arkeolog Nezih Başgelen ise şu ifadeleri kullandı: “19. yüzyıldan itibaren Batı’daki büyük müzelerin, günümüzde ise yurt dışı ve yurt içindeki koleksiyonerlerin talebi ile çok sayıda eser ören yerlerinde ve tarihi alanlarda definecilerin yaptıkları kaçak kazılarla bulunarak yasa dışı yollarla bu koleksiyonlara ulaştırılmıştır. Günümüzde define amaçlı faaliyetler giderek artıyor. Bu konuda tahribatın en önemli araçlarından biri haline gelen dedektörlerin definecilik amacıyla kullanımının özendirilmesi hiçbir şekilde kabul edilemez. Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde aktif görev yapacak bir arazi teşkilatı da bir an önce kurulmalıdır. İlkokuldan başlayarak, lise ve dengi okulların sonuna kadar, eski eser ve doğa varlıkları sevgi ve bilincini yerleştirecek dersler okutulmalıdır.”
(http://www.milliyet.com.tr)